Valla tam bir senedir yazılmayı bekliyor bu tarif… İşte o sıra fırsat bulamayınca incirler tükendi, ben de seneye yazayım bari dedim. Baktım bizim incirler yine tükenmek üzere, eteklerim tutuştu : ))
Panna cotta hem zarif, hem çok pratik, hem çok lezzetli, hem de İtalyan : ) daha ne olsun, ne yapsın garibim favori tatlılarınız arasına girmek için : ) En sevdiğim yanı da sayısız şekilde sunulabilmesi, limit hayal gücünüz. En klasiğinden vanilyalı panna cotta bile üzerine kullanılan farklı farklı soslarla sıkılmanıza fırsat vermiyor. E sonra bi de panna cottanın kendisini aklınıza gelecek her türlü meyveyle, değişik çaylarla, çikolata, kahveyle, sebzeyle vs vs çeşitlendirmek var. O zaman da ortaya çılgın, şaşırtıcı sonuçlar çıkabiliyor ki ben bundan çok keyif alıyorum. Şimdi şu tarifi bi yazayım da aklımda var deli deli fikirler, en kısa zamanda test edip paylaşacağım sizlerle …
Bu panna cottanın fikri ve sunumu kendiliğinden gelişti. Önce çok ama çok kıymetli bir dosttan (kendisi majorfoodlover adıyla anılır İG dünyasında) çok kıymetli bir hediye geldi. Uzak diyarlardan gelen, bu güne kadar aldığım en özel hediyelerden biriydi benim için. En güzelinden, en doğalından koca bir kalıp petek balıydı bu hediye. Nasıl bir keyiftir balı üstünde petekle kaymağın buluşması… nasıl özel bir üründür… tabakta duruşu bile yeter, ziyafete dönüştürür kahvaltı sofrasını. Nasıl büyük bir lütuftur doğanın bize sunduğu… Tüm bu düşüncelerle ‘bir tatlı yapmalıyım’ dedim; petek balının ön planda olduğu, mevsimin en güzel meyvesi incirle desteklendiği, zarif bir tatlı olmalıydı bu. Hemen panna cottada karar kıldım… Yanına eşlikçi olarak düşündüğüm, mevsimi geçmekte olan incirler fırında biraz esmer şeker, tereyağı ve taze biberiye ile nasıl lezzetli oldu nasıl lezzetli oldu anlatamam. Hep birlikte çok keyifli, ahenkli ve özel bir tatlıya dönüştüler.
Balı sadece süs olarak kullanmaktansa panna cottayı tatlandırmak için de kullandım. Bu, beyaz şeker tüketmeyen arkadaşlar için de her zaman uygulayabilecekleri bir tarif olabilir.
Aşağıya blogdaki diğer Panna Cotta tariflerimin linklerini bırakıyorum, mutlaka göz atın : )
- 400 ml krema
- 100 ml süt
- 50 gr süzme bal
- 10 gr yaprak jelatin
- 1 çubuk vanilya veya 1 tatlı kaşığı vanilya özütü
- .
- 4 adet taze incir
- 2 silme y.k. esmer şeker
- 2 çay kaşığı tereyağı
- 1-2 dal taze biberiye
- .
- sunum için petek balı
- Orta boy bir kaseyi yarıya kadar buz gibi su ile doldurup yaprak jelatini içine koyarız ve 15 dk bekletiriz.
- Jelatinin yumuşamasını beklerken krema, süt ve vanilya tohumlarını küçük bir sos tenceresinde karıştırıp kaynama noktasına getiririz. Bu esnada ocağa yakın durmak gerekir, bir anlık dalgınlık sonucu krema kaynayıp kesilebilir.
- İyice yumuşamış jelatini avucumuzun içinde sıkarak fazla suyunu akıtırız ve ocaktan aldığımız sıcak kremaya ekleriz. Jelatin eriyene kadar karıştırırız.
- En son süzme balı ekleyip 4 adet kase veya bardağa pay ederiz ve oda ısısında geldiklerinde buzdolabına koyarız (2-3 saat).
- Yıkayıp dörde böldüğümüz incirleri fırın kabımıza alırız. Üzerlerine esmer şekeri ve sapından ayırdığımız biberiyeyi serpiştirip, tereyağını da pay ederiz. 180 C ısıttığımız fırında yarım saat kadar pişiririz.
- Panna cottamız kıvama geldiğinde bir parça petek balı ve karamelize ettiğimiz incirlerle servis ederiz.
Panna Cotta hava almayacak şekilde buzdolabında 3-4 gün muhafaza edilebilir.
Dedim ya incirler nefis oldu diye, aslında başrol oyuncusu olmayı hak ediyor. Vanilyalı dondurmayla, kaymakla, yoğurtla sunabilirsiniz... Sade bir keki çırpılmış krema ve bu incirlerle taçlandırıp sunabilirsiniz. Hatta rokfor, keçi veya ezine gibi sert peynirlerle eşleştirebilir; salatalara ekleyebilirsiniz.
Bir yanıt yazın